Mektup 40: Ben Olmayanlar
İnsan kendisi bir şey olamayınca, kendisi olmayan her şeyden nefret eder.
Psikoloji basit çalışır, onun için tüm dünya ikiye ayrılır: Ben ve ben olmayan. Kendi bilincimi ispat edebilirim, kendim yer kendim içerim, kendim düşünür kendim savaşırım. Ama tüm bunları başkalarının yaptığına ikna olmamın hiçbir yolu yoktur. Ben olmayan her şeyin yaftalarını yapıştırırım üzerime. "Ben neyim?" diye sorarım kendime.
Ben, onlardan olmayanım.
Ben olmayanlar olmasa dünya üzerinde, ben kendimi tanımlayacak bir şey de bulamam. Ben dışında bir dünya döner dışarıda, ben ona göre bulurum eksenimi. Merkez bir nokta belirlerim hayatımda ve ona göre dönerim ileri geri. Ben olmayan kötü olur, ben iyi olurum. Ben olmayan iyi olur, ben kötü olurum. Bu zıtlıkların arasında gider gelir, gider gelirim. Ben kim olduğumu ancak böyle tayin edebilirim.
Ben olmayan olmasa peki? Ben olmayan kalksa dünyadan? Ölsek misal, ben olmayan hiçbir şey olmasa artık etrafımda? Ben yine de "İşte ben buyum!" diyebilir miyim? Ben olmayanlar olmadan ben, söyle ben olabilir miyim?
Bu yüzden nefret ediyorum ben olmayan her şeyden. Ben olmayacaksam tek başıma, onlar da olamaz! Ben olmayanın varlığını kabul etmiyorum. Ben, ben olmayanlar olmadan da ben olabilmek için yanıp tutuşuyorum.
Vatanımı, dilimi, dinimi, eşimi, sevincimi, kentimi, ebeveynimi hep ben olmayanlar seçti misal. Onlara göre yuvarlanıp durdum. Ama o tercihler beni ben yaptıysa ben ne kadar kendim olabilirim? Beni ben yapan mayam, benden değilse ben kendim miyim? O zaman kendime, kendi bilincime nasıl güvenebilirim.
Ben olmayan her şeyden nefret ettim bu yüzden. Ben yoksam, onlar da olamazdı! Hepsinden kurtuldum bir bir, kurtuldum her yaftadan. Yapıştırdılar bana dili, dini ve ırkı. Söktüm attım hepsini birer birer, sırf görebilmek için kırkı. Çünkü mayamda, biliyorum, beni ben yapan bir şey var hayvanların güdülerinden başka. Belki düşünmek, belki düşünmek üzerine düşünmek, belki temsil edebilmek, belki de aşık olabilmek...
Boşandım eşimden, işimden istifa ettim. Vatanımı terk, dilimi terk, dinimi terk ettim. Bana verdikleri her yükü attım üzerimden, yuvarladım dağlardan aşağı. Böyle böyle anadan üryan oldum, soyundum baştan aşağı. Gömleğimi de çıkarttım, geçtim aynanın karşısına. Artık bendim ne de olsa! Ben olmayanlardan arınmış bir ben, yüzde yüz katıksız bir ben!
Gördüğüm tek şey aynaydı. Arkasında ben olmayanlardan bir dünya. Ve görüyorum ki artık ben yokum. Ben yalnızca ben olmayanlardan herhangi bir şeyim.
Demek ben hiçbir şeyim.
Demek ben her şeyim.
Yorumlar
Yorum Gönder