Mektup 53: Kubbe
Ben zamanın bir anında Ay’la Güneş bir iken
Bir kubbe ördüm boyumdan uzun taşlardan
Hüznü kattım harcına yıldızlardan, yaşlardan
Bile kat kat parlak bir kubbe ördüm.
Kaf Dağı’nın ardından bir gölde sureti çıkan
Simurg verdi bana o kubbenin mihengini
Zahmetle kırk tüyden akan kırk arşın rengini
Onlardan bile renkli kubbeme döktüm.
Kubbe tamam oldu mu ben tamam oldum
Büyüyecek içinde ergenliğim çocukluğum
Kubbedir artık memleketim, yerim yurdum
En içten minnetle kubbemi öptüm.
Kubbe bana bakardı, ben de kubbeye
Bir anne, bir baba, bir eştir ve kardeş
Kubbeyse canını sıkan kubbeyle dertleş
Her zaman ben, kubbeme döndüm.
Kubbenin içinden bin bir evren doğardı
Bir adamın kaleminden düşmüş mürekkeple
Zehri yaşam veren güzel ama melun akreple
Rin iğne deliğinden kubbemi gördüm.
Günü geldi büyüdüm, ihtiyarladım ve erdim
Gönlümün derinlerindekini kubbeye verdim
Yeri geldi yücelttim ve yeri geldi yerdim
Tüm acılarımı kubbeme gömdüm.
Bir kubbe ördüm boyumdan uzun taşlardan
Hüznü kattım harcına yıldızlardan, yaşlardan
Bile kat kat parlak bir kubbe ördüm.
Simurg verdi bana o kubbenin mihengini
Zahmetle kırk tüyden akan kırk arşın rengini
Onlardan bile renkli kubbeme döktüm.
Büyüyecek içinde ergenliğim çocukluğum
Kubbedir artık memleketim, yerim yurdum
En içten minnetle kubbemi öptüm.
Bir anne, bir baba, bir eştir ve kardeş
Kubbeyse canını sıkan kubbeyle dertleş
Her zaman ben, kubbeme döndüm.
Bir adamın kaleminden düşmüş mürekkeple
Zehri yaşam veren güzel ama melun akreple
Rin iğne deliğinden kubbemi gördüm.
Gönlümün derinlerindekini kubbeye verdim
Yeri geldi yücelttim ve yeri geldi yerdim
Tüm acılarımı kubbeme gömdüm.
Yorumlar
Yorum Gönder